Daha önce beta sürümü yayınlanan oyunun 1 Nisan 2007 tarihi itibariyle resmi açılışı yapılmıştır.SOBEE ekibinin hazırladığı bu oyun Mynet işbirliği ile Türk oyunseverlerinin beğenisine sunulmuştur.Resmi sürümde beta sürümdeki birçok sorun giderilmiştir.
Oyunun web sitesine
Buradan ulaşabilirsiniz.
http://istanbuloyun.mynet.com/galery/shots/screenshot05.jpgOyunun sistem gereksinimleri aşağıdaki gibidir:
P4 1.5 GHz/ Celeron 1.8 GHz / AMD XP 2200+ veya üzeri işlemci
Windows XP
512 MB veya üzeri RAM
1.2 GB boş harddisk alanı
DirectX 9.0.c
Pixel Shader & Vertex Shader destekli grafik kartı
Örnek : ATI Radeon 9500 veya üzeri / GeForce FX 5200 veya üzeri
1024x768 minimum ekran kartı çözünürlüğü
DirectX destekli ses kartı
Internet Bağlantısı
Oyunun dosya boyutu 241 MB olup 1 MBit bağlantı ile yaklaşık 40-45 dakikada indirebilirsiniz.
Türkiye'de türünün bir ilk olması nedeniyle eksikleri yok değildir ancak görevleri ve hikayesi ile oynanası bir oyun olduğu düşüncesindeyim.
Tamamen Türkçe olarak hazırlanan oyunda üç karakter sınıfı (Savaşçı, Büyücü ve Şifacı) bulunmaktadır.
Oyundaki amaç İstanbul sokaklarında dolaşan yaratıkları temizleyerek güzel İstanbul'u kurtarmak (Ne kadar temizlesenizde sonu gelmiyor )
Şimdilik Eminönü, antrepo ve Mısır Çarşısının birebir kopyasında oynuyorsunuz.Level sınırı ise 29 olarak belirlenmiş.
Oyunda birçok hikaye mevcut bunlardan bir tanesini sitesinden alıntı yaparak size aktarayım.
Kör Adamın Gördükleri
Demek afeti ve getirdiklerini soruyorsun bana genç kişi. Dinle öyleyse, sana en başından anlatayım ortak kaderimizi
1956 yılının 25 Aralık' ında dünyanın yörüngesi güneş sistemi dışından gelen bir asteroid kümesiyle kesişti. Dünyanın her yanında büyük bir yıkım gerçekleşti. Sadece gökyüzünde asılı kalan toz bulutları bile milyonlarca insanın ölümü için yeterliydi. Fakat meteorların ortaya çıkardığı tek gerçek, yıkım ve ölüm olmamıştı.
Asıl açığa çıkanın yüz binlerce yıldır yer kabuğunu bizlerle paylaşmış, kimilerinin canavarlar kimilerininse saklı türler olarak adlandırdığı, arzın bilinmeyen derinliklerindeki komşularımız olduğunu öğrendik. Çok sıra dışı tesadüfler sonucu kimi insanlarla karşılaşmış ve masal diye adlandırdığımız hikayelere konu olmuş varlıklar!
Afetten birkaç yıl sonra, daha insanlık kozmik yıkımın yaralarını yeni sarmaya başlamışken, meteorların açtığı derin yarıklardan yollarını buldular yeryüzünün yabancı ortamına. İlk kim saldırdı bilmiyorum ama bildiğim bir şey var ki o da hiçbir şeyin bir daha eskisi gibi olamayacağıdır.
5 milyar yaşındaki yerkürenin üzerinde yalnızca birkaç yüz bin yıldır varolan bizlerin daha öğrenecek çok şeyi olduğu bir gerçekti. Element büyüsünü ilk kullanabilen insan, saklı türler 'den elde edilmiş bir kitabı deşifre edebilmiş yaşlı bir dil bilimciydi. Bugünün madde büyücüleri halen kitaplarının kapaklarına onun adının baş harflerini işlerler.
Ruh büyücülerinin namıdiğer şifacıların varlığı ise saklı türler den kimileriyle kurdukları bağlantı sonucu ruhun ve doğanın güçlerini harmanlamayı öğrenmiş küçük bir Mevlevi toplulukla başladı.
Eski usuller ile birlikte yeni keşfedilmiş güçlerin de kullanıldığı amansız bir savaş açıldı dünyanın dört bir yanında "Saklı Türler" 'e karşı!
Neredeyse yarım asırdır izliyorum bu savaşı ve çok şey gördü bu artık görmeyen gözlerim. Bir büyücünün sözüyle harekete geçip eti kavuran yıldırımları, bir şifacının dileğiyle canlanıp düşmanlarını sarmalayan zehirli sarmaşıkları, korkusuz bir savaşçının çığlığıyla düşmanlarının dizlerinin titrediğini gördüm...
Sayısız ölüm gördüm. Bunlar kimine keder getirdi, kimineyse yaşama sebebi ve insanoğlu her zaman yaptığı gibi yeni dünyaya uyum sağladı.
Fakat afetten sonra bile kişinin unutmadığı tek bir şey vardı ki o da insanın insana kıymasıdır. "Lodos" ve "Arzın Çocukları" işte bu anıların ürünüdür.
İnsanlık tarihi böylesine zıt görüşleri hiçbir zaman hoş görmemiştir ne yazık ki. İki topluluk arasındaki kanlı savaş otuz yıldır devam ediyor dünyanın birçok yerinde ve daha da devam edecek gibi görünüyor.
Bense insanın insana kıymaya tekrar başladığı gün kapadım gözlerimi ışığa.
Şimdi sen söyle genç kişi...
Bir zamanlar bir tablo kadar güzel olan İstanbul'da sen bu savaşın neresinde duruyorsun ?
http://istanbuloyun.mynet.com/galery/shots/screenshot19.jpg